Evlilik ve Boşanma Kadın ve Erkek için yaşamın en önemli dönemlerini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir ve kişiyi besleyen bir evlilik; yaşama dair bir çok olumlu duygu, düşünce ve davranışın seçilen eş ile paylaşılması olarak söylenebilir. Boşanma durumunu ise yoğun üzüntünün, gerginliğin, öfkenin ve ruh sağlığını etkileyen diğer olumsuz duygu düşünce ve davranışların yaşandığı süreç olarak tanımlayabiliriz. Çiftlerin evlilikten aldıkları hazzın gelişimi, çiftlerin duygu, düşünce, cinsellik, paylaşımları ve kişisel gelişime olanak sağlayıcı biçimde birbirlerini besleyebilme becerileriyle oluşmaktadır. Sağlıklı evlilik diyebileceğimiz bu ilişki yapısı çok az çift için ilişkinin veya evliliğin başından itibaren yakalanabilen bir durumdur. Hangi yaşta olursa olsun evliliklerin başlangıcı çoğunlukla sorunlu olabilmekte ve bu sorunlar bazen zamana bağlı olarak veya çiftlerin kendi çabalarıyla çözülebimektedir Bu süreçte çiftlerin, birbirlerini daha iyi anlamaları için, birbirlerini ve evliliklerini nasıl sağlıklı biçimde beslemeleri gerektiğini öğrenmeleri gerekir. Günümüzde hangi sosyo kültürel seviyede olursa olsun bir çok çift başladıkları bu yeni ilişki biçimine (Evliliğe) alışma ve yeni bir yaşam ilişkisi kurma sürecine adapte olma aşamalarına gerekli sabrı göstermekte güçlük yaşamakta veya bu süreçte profesyonel desteğe kapalı olabilmektedir. Tüm tespitler ışığında evlilik ilişkisinin olası biçimleri ve sonuçları ile ilgili temel yaklaşımlar aşağıda sunulmuştur. İç İçe Geçmiş İlişki Biçimi: Çiftlerin evlilik ilişkisi içinde yaşamın tamamına yakın zamanını beraber geçirdikleri ve bireysel alanın büyük oran da yaşanmadığı bir ortam. Özellikle evliliğin başlangıç dönemlerinde olabilen ve zamanla esnemesi gereken bir ilişki biçimi. Evliliğin ileriki dönemlerinde bu ilişki biçimi devam ederse çiftlerden birini veya her ikisini bunaltan ve kendini yaşayamaz hale getiren bir durum oluşabilir, ve evlilik beslenemez biçimde çatışmalı bir hal alır. Temsili İlişki Biçimi: Çiftlerin evlilik ilişkisi içinde çok büyük oranda bağımsız davrandıkları evlilik ilişkisi adına sadece temel koşulların (ekonomik yapı, çocuk, ev vb) paylaşım alanı içinde olduğu bir ilişki. Bu süreç de yaşanan bir çatışma yoksa evlilik ilişkisinin bir formal anlaşma olarak kaldığı söylenebilir. Çatışmalar yaşanıyorsa evlilik duygusu ve birlikte yaşa arzusunun sonuna gelindiğinin yansıması olabilir. Evliliğin geldiği durumda,evliliğin temeli olan duygusal paylaşım ve cinsellik ilişkisinde gerileme ve soğuma yaşanır, ve sadakat noktasında esnemeler olabilir. Görev İlişkisi: Evlilik ilişkisinde paylaşımın olmadığı sadece çocuklar var ise anne ve baba rolünün olduğu veya kültürel etkenler ile boşanılamadığı durumlarda oluşan ve çiftlerin evlilik ilişkisi içindeki temel paylaşımlarını (duygu düşünce ve davranış, cinsellik, vb) yaşamadıkları bir ilişki biçimidir. Bu süreçteki bir evlilikte çatışma yaşanmaz ise evlilik sadece kağıt üzerinde kalmış ve evlilik çiftlerin bireysel hayatlarını yaşadıkları bir biçime bürünmüştür. Çiftler birbirlerini sorgulamazlar ve birbirlerinden kişisel beklentileri yoktur. Mevcut durum çatışma yaratıyorsa evlilik boşanmaya doğru gidiyordur Sağlıklı Evlilik İlişkisi; Çiftler evlilik ilişkisi içinde kendilerini de yaşabildikleri ölçüde olumlu duygularını evlilik içine daha da akıtabilmekteler. Eşlerin, eşinden farklı olabilecek kendi ilgi alanlarını alışkanlıkları, keyiflerini yaşabilmesi evliliğe yönelik sınırlandırılma hissini de ortadan kaldırabilecektir. Çemberlerin kesişme noktası ise başta sadakat, duygu paylaşımı, sağlıklı yaşanan bir cinsellik ve gelecek hedeflerindeki ortak algıdan oluşmaktadır.
Bahattin GÖKTAN
Uzman Psikolog